Doğacan Onaran

Mastika Meyhane

Posted on 6 December 2011

Sakız ağacının reçinesi diye bildiğimiz Mastika, şimdi Levent’te yeni açılan, genişçe bir salon, küçük bir bar ve sahneden oluşan bir eğlence alanı. Haftanın üç günü açık olmasına rağmen yakın tarihli rezervasyonları şimdiden dolu. İnsanlarla iç içe, yan yana, kol kola oturayım, canlı canlı Yunan müziği dinleyeyim, dans edip eğlenirken fix menünün keyfini çıkarayım diyenler için birebir. Fix menüde yok yok; beyaz peynir, kırmızı pancar, 
sızma kalamata, horta, caciki
, semizotu, 
nunu, 
domatesli zeytin karması, 
tarama
, deniz börülcesi, 
apollo, alexios, günün zeytinyağlısı,Read More

Şehzade

Posted on 5 December 2011

1994 yılında Maçka Açık Hava Tiyatrosu’nun arka kısmında açılan Şehzade, renkli atmosferi ile özellikle sanat ve medya çevresinin ilgi odağı olarak yıllarca hizmet vermiş bir restorandı. Başarısını zirvedeyken bırakmak ve bir süre dinlenip yenilenmek için ara verdiğini söyleyen Ekber Alkan, 8 yıl aradan sonra yeniden yapılanarak Taksim Talimhane’de, oldukça geniş bir alana yayılan yeni Şehzade’yi açmış. Daha klasik ve ağır yemek organizasyonları için Şehzade Salon ve her yaşa hitap eden daha sade bir mekan alternatifi için Şehzade Teras olmak üzereRead More

İnsan neye inanır?

Posted on 5 December 2011

Dine. Aşka. Paraya. Sözlere. Kendine. Hikayelere. Sevdiklerine. Gördüklerine. Duyduklarına. Kendinden büyüklere. Mantığını açıklayamadığı güçlere. Peki neden inanıyoruz? Yalnız hissetmemek için mi? Kendimizden başka doğruları inandıklarımızla açıklamaya mı? Hayatın anlamını sorduklarında yanıtsız kalmayalım diye mi? Bir madde/mana/kişi aramak ve bulmak ve onu hayatımızın biriciği haline getirirken var oluşlardan bahsetmek için mi? Sorgusuz sualsiz, ‘şeyler’i kabullenmenin verdiği hazzı yaşamak için mi? Bir şeylere inanmak demek illa o şeylerin yüzünü görmek değildir. O şeylerin doğrularını bilmek de yeter. Varoluşçuluğun yegane temeli budur. ZihinRead More

Pasha Bebek

Posted on 4 December 2011

Pasha Bebek için ‘rakı-meze keyfinin yeni adresi’ desek sizi hiç de yanıltmamış oluruz. 28 yıllık tecrübesi ve yaptığı her yemeğe kattığı pozitif enerjisiyle Ermeni asıllı ve doğma büyme Burgazadalı Anita Algül’ün misafirleri için elleriyle hazırladığı birbirinden lezzetli mezeleri anlatılmaz yaşanır cinsten. Klişeleşmiş bir misafirlikten bahsetmiyorum burada, kendinizi gerçekten sevdiğiniz birinin evine gitmiş gibi hissediyorsunuz. İçeri girdiğiniz an kulağınıza gelen samimi Yunan ezgileri de sizi ılık bir yaz akşamına, denizin kıyısına götürüyor. Haftanın belli günlerinde canlı olarak buzuki, akordeon, keman sesleriRead More