Doğacan Onaran

Bir Şili Masalı

Posted on 28 November 2010

Gel zaman git zaman, mevsimlerden yaz, aylardan ağustos, hatta ayın 5’i, bir perşembe günü, gidiyorum gündüz gece uzun ince ülke Şili’de, altın ve bakır çıkarılan San Jose maden ocağında büyük bir patlama yaşanmış. 33 madenci yerin 700 metre altında göçük altında kalmış. Günlerce hiçbirinden haber alınamamış, kimseye ulaşılamamış. Günler, haftalar geçmiş, tam herkesler umudunu kaybetmişken, kurtarma ekipleri kazılar sırasında bazı çekiç sesleri duymuşlar, sondajla açılan bir delik ve bu delikten sarkıtılan bir çubuk sayesinde yeryüzüne bir not ulaşmış: “33 kişiyiz,Read More

Babalık

Posted on 28 November 2010

Babalık, kelimenin ilk anlamıyla baba olma halidir. Ancak eski Türk filmlerinde de sıkça karşılaştığımız bu sözcük, çoğu zaman “n’aaber babalık?!” şeklinde hayatımızda yer etmiştir. Baba ise, iki adet –ba hecesinden oluşmakla kalmaz, annenin hamile kaldığı andan itibaren erkeğin sorumlulukların arttığına ve hayatını tekrar en baştan programlamasına –bir nevi formatlamasına- delalet eder. Çocuğa soyadını verir, soy kütüğüne yazdırır. Elbette baba olmak her erkeğin harcı değildir. “Annelik içgüdüseldir, babalıksa sonradan öğrenilir” çok yerinde bir laftır. Ama lafla da peynir gemisi yürümez. BabanınRead More

İstanbul neyin başkentiydi kuzum?

Posted on 8 October 2010

2010 yılının sonbaharı iyice hissettirdiği serin soğuk günlerindeyiz; klimaların sıcağa ayarlandığı, radyatörlerin havasının alındığı, yazlıkların baza altına kaldırılıp kışlıkların dolaptaki yerini aldığı ıssız günler… Yani yılın sonuna yaklaşıyoruz hızla ama yine de İstanbul’un gündelik hayatı ve günlük olayları kadar büyük bir hızla değil. Sevgili İstanbul yıllar önce (1923, yine bir sonbahar günü), birilerinin elinden kurtulmuş; belki yıllar içinde çekeceği ızdırapları önceden görüp bu kurtuluşa üzülmüş veya en iyi ihtimalle neyden kurtulduğunu bilemese de kulağa hoş gelen bir kelime olduğundan sevinmiştir.Read More

taş kahve

Posted on 17 August 2010

taş kahve’ye geliyor taş gibi bir hatun oturmuş sakızlı kahve içiyor, sade bir elinde sakızlı dondurması bir elinde fotoğraf makinesi belli afilli biri havalı saçları kırmızı ojeleri kocaman gözleri sürmeli her geçen ona bakıyor en az bir fasıl kem gözler çıkaracak yine kahve renkli falı sanki biraz dertli, biraz telaşlı ama oldukça da serinkanlı şuh bir kahkaha atıyor ansızın beyaz tişörtlü bakıyor, esmer delikanlı hesap diyor ‘üç tele’ yokluyor çantasını, veriyor parayı elleri ateş gibi yanıyor hatun ve ayakları eveRead More

ONLINE SHOP

Instagram

This error message is only visible to WordPress admins

Error: No connected account.

Please go to the Instagram Feed settings page to connect an account.